KANSER VE PSİKOLOJİ

KANSER VE PSİKOLOJİ  

KANSER HASTALARI İÇİN PSİKOLOJİK DESTEK NEDEN GEREKLİDİR?

“KANSER” kelimesi herkesin kafasında olumsuzluklar oluşturabilecek kadar güçlü bir kelime. Bu hastalığa yakalanma riski, ya da bir yakınının yakalanması kişilerde büyük duygusal yıkımlar oluşturabilmektedir. Bir bitiş gibi algılayanlar da vardır ve tüm bunlar psikolojik denge ve duygusal travmalara yol açabilmektedir.

Kanser hastalarının medikal tedavisi yanı sıra psikolojik destek ve terapi alması bir lüks ya da zaman kaybı değil, gerçek bir ihtiyaçtır.  Kanserin tüm dünya da hâlâ en önemli en güncel ve en zorlayıcı alanların başında olduğunu düşünüyorum. Hem umut hem direnç maratonu. Evet maraton, çünkü bir süreç gerektiriyor. Günlük yaşantının içerisinde “kanser” kelimesi bile başlı başına birçok olumsuz çağrışımlar akla getirebilmektedir.

Kanser tanısı almak ya da ihtimalinin varlığı bile kişilerde psikolojik büyük etkiler yaratmaktadır.
Sağlık, fiziksel ve ruhsal yönleri ile bir bütündür. İnsanlar, kanser tanısı karşısında birçok farklı tepkiler gösterirler. İlk aşamada en yaygın tepki, şoke olma ve inanmamadır. Gerçeğin hemen inkârı, çoğu kez, katlanılması çok güç, bazıları için imkânsız; gerçeğin yarattığı kaygı,  panik ve çaresizlik duygularına karşı bir savunmadır.

DİRENME: Bir anlamda, gerçeği reddederek olmamış kabul ederek; hasta, kendini dayanılmaz kaygıdan korur.

Bu aşamada hastaların psikolojik olarak desteklenmesi çok önemli ve gereklidir.
Unutmayın: Tanıyı alan hastanın her davranışının normal gibi algılanması da doğru değildir.
Yine hastalarda görülen diğer bir aşamada, kızgınlık ve depresyon gibi durumlar gelişir. Kızgınlık ve isyanını ifade edememesi depresyon riskini arttırmaktadır.
Bu dönemde maalesef kaygı, yemeden içmeden kesilme, dikkat dağınıklığı ve huzursuzluk gibi durumlar normaldir. “Niye ben!” türü hiddetlenmeler ve isyan duyguları görülür.
Kısacası: ŞOK HALİ, TEPKİ AŞAMASI, DİRENME, UYUM aşamaları gözlemlenmektedir.
Kanser tedavisi; cerrahi girişim, kemoterapi, radyoterapi gibi çoğul tedavileri gündeme getirir. Tanı ve tedavilerde artık birçok ileri yöntemler geliştirilmiştir.

Ancak yinede tüm bunların psikolojik yan etkilerini göz ardı etmemek gerekmektedir.
Hastalarımız her dönemde değişik duygusal, ruhsal, davranışsal reaksiyonlar geliştirirler. Kanser hastasının psikolojik açıdan doğru değerlendirilmesi için birçok faktör göz önünde bulundurulmalıdır.

1- Hastalığın özellikleri; etkilenen organ, işlev kaybı olup olmadığı, tedavilerin yan etkileri.

2- Hastanın birey olarak özellikleri; hastalığı nasıl algıladığı, kişilik yapısı, yaşı, yaşam dönemi, baş etme yöntemleri.

3- Psikososyal çevresi; ailenin, toplumun hastalığı algılama şekli, hastanın aile ile ilişkisi, tedavi süresince işbirliği.

KANSER hastalarının psikolojik olarak destek ve terapiye ihtiyaç duyduklarını birçok davranış ve bazı uyum bozukluklarından anlayabiliriz. Bunlardan en çok görünenler:;
Çevreye, aileye ve her şeye karşı ilgi ve zevk kaybı; sıkıntı, bunaltı, ağlama hâli, karamsarlık, uyku bozuklukları, unutkanlığın artması, konsantrasyon güçlükleri, içe kapanma, evlilik problemleri, iştah kaybı, gerginlik, huzursuzluk, bedensel şikâyetler,  gelecek planlaması yapmaması, intihar düşüncesi  ve bunlar gibi birçok olumsuzluklar görülebilir.
Kanser hastalarının medikal tedavileri yanı sıra psikolojik terapi almaları, hastalık konusunda morallerini artırdığı gibi olumlu davranışlar ile birlikte iyileşme süreçlerine de katkıda bulunmaktadır.
Kanser hastalarında ortaya çıkan psikiyatrik ve psikolojik bozukluklar, hastanın uyumu ve yaşam kalitesini bozar daha önemlisi hastalığın seyrini ve tedaviye cevabını olumsuz etkiler.
Ruh çökerse beden daha çabuk çöker bunu unutmamak gerekir.

Kanser hastalığı aynı zamanda psikolojik duruma inmiş bir travmadır.
Terapi sırasında en önemli nokta; hastanın hastalığını felaketleştirme eğiliminden kurtarılmasıdır. Çaresizlik algısından, umutsuzluk duygusundan kurtarmaya çalışmak önemlidir.
Terapi, hastalığın başından sonuna kadar olması gereken bir süreçtir. Majör psikolojik ya da psikiyatrik bir sorun olduğunda değil.

Yazan: Psikolog-Psikoterapist Sibel CESUR AKYUNAK

 

 

 

 

Hastalığın ilk anından itibaren psikolojimiz belirgin olarak etkilenmeye başlar. Çeşitli kaygılar, korkular ve depresif ruh hâli bu süreçte sıklıkla karşılaşılan psikolojik sorunlardır.

Özellikle, tedavi girişimleri öncesi (kemoterapi, ameliyat gibi) yaşanan kaygı ve sıkıntı hem çok sık görülür hem de belli bir noktaya kadar anlaşılabilir ve normal sayılabilir. Tedavi girişiminin inkârı ve kaçınma olmadığı sürece sıkıntılı bir duruma karşı veya bilinmeyen bir deneyime karşı gelişen bu duygular insani ve evrenseldir.

Önemli olan tedaviye ve tedavinin hedeflerine odaklanabilmek ve savaşma ruhunu kaybetmemektir. Bu tip durumlar için psikolojik destek almak hem hastaya hem de ailesine çok fayda sağlayacaktır.

Kanserde psikolojik destek nasıl veriliyor?

 

Kanser hastalarıyla psikolojik tedavide:

– Psikolojik kaygı ve acıyı azaltmak,

– Uyumu sağlamak,

– Yaşam kalitesini arttırmak,

– Duyguların ifadesine yardımcı olmak,

– Mücadele ve yaşama gücünü arttırmak,

– Hastalığın yarattığı çok yönlü krizle sağlıklı baş etmeye yardımcı olmak,

– Var olan yanlış algıları düzeltmek, ya hep ya hiç tarzı davranış ve düşünceleri düzeltmek,

– Sosyal destek ve iletişimi güçlendirmek amaçlanır.

 

Kanserin psikiyatrik tedavisinde, biyolojik psikiyatrik tedaviler (ilaç tedavileri), medikal psikoterapi (bilişsel- davranışçı terapi, destekleyici teknikler, kriz müdahale terapisi), psikososyal destek ve gereken durumlarda grup psikoterapileri bir bütün oluştururlar.

Ailenin rolü nedir?

Hastalık hâli, kişide olduğu kadar, ailede de krize neden olur. Hasta ile aile arasındaki ilişkilerde güçlükler ortaya çıkar. İlişkilerde dengeli, duyguların serbestçe ifadesine izin veren, çatışmaların az, işbirliğinin fazla olduğu ailelerde hastanın uyumu en iyi olmaktadır. Ailenin tutumu ilgili ancak aşırı kaygılı olmamalıdır. Aile içi rollerin net olmaması, aşırı koruyuculuğun egemen olduğu, katı ve çatışmaları göz ardı eden aile ortamları, hastanın uyumunu güçleştirmektedir. Olası çatışmaların inkâr edilmesi, çatışmaların çözümünü daha da güçleştirmektedir. Kanser hastasına ek olarak, sıklıkla, aileler de psikolojik destek ve tedaviye ihtiyaç duymaktadırlar.

Hastalığın uyum evresinde başlıca sorunlar:

– Değişen yaşam şekli ve rol dağılımına uyum,

– Aile bireylerinin kendi ihtiyaçlarının karşılanabilmesi,

– Belirsizlikle yaşamadır.

Bu dönem için daha sonra, tedavilere bağlı yan etkilerle başa çıkma, izolasyon duyguları gibi sorunlar eklenir. Bu denli yoğun duygusal ve sosyal etkileşimlerin yaşandığı kriz ortamında hastanın yanı sıra, ailenin geri kalan bireylerinde de profesyonel psikolojik yardım gerektiren durumların ortaya çıkması beklenebilir.

Yazan: Zeynep Armay, PhD

Klinik Psikolog, Psiko-onkolog Humanite Psikiyatri & Tip Kliniği

Psiko-onkoloji nedir

 

Videolar

Empati Nedir? Kanser Hastaları ile Empati Kurmak

Kemoterapinin Yan Etkileriyle Başetmek

Gönüllü Olmak İster misiniz?

Gönüllü olmak için internet sayfamızda yer alan gönüllü formunu doldurup bize yollamanız yeterlidir. Başvurusu kabul edilen tüm gönüllü adayları, gönüllü koordinatörümüz tarafından organize edilen Tanıtım Toplantısı’na davet edilir. Tanıtım toplantısına katılım, gönüllülük sürecinin ilk adımıdır.